Ağır silahlar açısından envanteri eksik olan ve savaş deneyimi ciddi derecede yüksek olsa da düzensizliği apaçık ortada olan HTŞ emrindeki kuvvetler, ABD’nin uzun yıllardır eğit-donat programı içinde semirttiği PYD ile ne kadar mücadele edebilir?
PYD’nin Şam’a yürüyüp yeni bir devlet ilanında bulunması kaç gün/kaç ay sürer?
Bunları artık ciddi ciddi düşünmek lazım.
Böyle bir ihtimal gerçekleşirse bir anda Suriye’de Irak, İran ve Türkiye’deki Kürtlerle birleşmeyi hedefleyen, her gün kavga ve sonunda büyük savaşlar çıkarmak için hazır olan, ABD ve İsrail’in korumasında maşalık yapabilen çok tehlikeli bir düşmana sahip oluruz.
Syn. Bahçeli’nin açılım konuşmalarını, ısrarını ve Batı bloğu yerine Rusya ve Çin ile ittifak aruzunu bu çerçevede değerlendirmek lazım.
Esad’ın devrilişi, IŞID’in ortaya çıkışı, CIA bağlantılı Colani’nin motorsiklet üzerindeki savaşçılarıyla yarım asırlık Esad ailesinin rejimini sonlandırması tiyatrosu… Belki de hepsi İsrail’in kendi kanatları altında kuracağı ve dilediği gibi yöneteceği bir devletin kurulması içindi…
Syn. Bahçeli’nin okumaları bu yöndeyken ve açıkça bunu ilan ederlen Syn. Erdoğan’ın ABD’ye yönelmesi ve stratejisini ABD ile ilişkilerin merkezde olacağı bir formatta şekillendirmeye çalışması aradaki görüş farklılığını anlamaya yeterli. Çok da tartışmaya gerek yok.
Şimdi meseleyi birde diğer paydaşlar açısından ele alalım. Dibinde bir NATO ülkesini müsaade etmeyeceğini ilan edip AB-NATO planlarına karşı silaha davranıp yıllardır vuruşan Rusya asla yukarıda tasavvur ettiğimiz planın uygulanmasına izin veremez.
Çünkü böyle bir durumda Batı ve NATO’ya karşı kartların yeniden dağıtılmasına neden olacak büyük bir savunma zaafiyeti oluşur.
ABD-İsrail güdümünde bir Kürt devleti, Rusya’nın o coğrafyadaki Batı karşıtı tüm aktörlerle olan iletişimini ve nüfuzunu kaybetmesine neden olacağı gibi enerji ticaretiyle ayakta durduğundan hem kısa hem uzun vadede büyük bir ekonomik darbeyle karşı karşıya kalmasına neden olur.
Aynı şekilde böyle bir gelişme İran ve Türkiye’yi hızla savaşa sürükleyeceğinden güney sınırlarında ve bölgenin güç dengelerinde kendi aleyhine sarsıcı gelişmeler ardı ardına sıralanır.
Tüm bunlar olurken tabi ki Çin de “bir kuşak bir yol” projesinden tutun da daha bir çok stratejik sebepten ötürü Rusya’yı ciddi şekilde desteklemek zorunda kalır ki bu da açıktan bir ittifak savaşının başlamasına kadar uzun soluklu, kötü bir maceranın tetikleyicisi olur.
Hasılı böyle bir durumda Suriye bundan önceki dönemleri mumla aratacak bir istikrarsızlık kaynağı ve terör coğrafyasına dönüşür. Bu çerçevede Türkiye ya İsrail-ABD ile ya da Çin-Rusya ile başını belaya sokmaktan kaçınamayacak gibi duruyor.
Açıkçası ben ABD-İsrail hattından ziyade Çin-Rusya hattından çekiniyorum.
İlki için bu mesele yeni bir küresel vizyon dizaynın içine saklanmış hastalıklı kafaların psikozlarıyla türemiş halüsinasyonların yansımasıyken yükselen Asya için yani ikinci taraf için ölüm-kalım hatta tarihin seyrini değiştirecek bir kader savaşı…
Kaçınılmaz bir çatışmaya sürüklendiğimiz şu günlerde taraf seçme hususunda içerde büyük kırılmalar bekliyorum. Kırılmaların ekonomik yansımaları da bir o kadar gürültülü ve can yakıcı olacak gibi duruyor.
Sonuç olarak PYD ile HTŞ arasında başlayan çatışmalar ve PYD’nin tehditleri Suriye’de tehlike çanlarının duyulur seviyede çaldığının en kesin kanıtı olarak karşımızda.
Hazırlanmak ve her şeye hazır olmak lazım…
Yorum bırakın